Sağlığı
korumak ve güçlendirmek için yüksek besin değeri olan “gerçek besinleri”
tüketmek yaz veya kış fark etmeksizin en temel hedefimiz olmalı. Vücudumuzda
bağışıklık sistemi de dahil olmak üzere tüm sistemlerin tükettiğimiz
besinlerden gelen besin ögelerine ihtiyacı vardır. Besin ögelerini, besinlerin
içerisine saklanmış esas süper kahramanlar olarak düşünebiliriz. Bağışıklık
sistemi söz konusu olduğunda ön plana çıkan öğeler ise A, C, E vitaminleri ile
çinko minerali oluyor. Omega-3 yağ asitleri de yine immün sistemin en güçlü
destek kuvvetlerinden biri. Mevsime uygun beslenerek aslında bu saydığım tüm
besin ögelerini kolaylıkla bağışıklık sistemimize sunabiliyoruz. Sebze ve meyve
tezgahlarında kışın hakim olan koyu yeşil yapraklı sebzeler, parlak turuncu
renkler boşa değil, havalar soğudukça yağlanan leziz balıklar da... Hepsi tam
da bu besinlerin içerdiği vitamin ve minerallere olan ihtiyacımızın arttığı
dönemlerde beslenmemize dahil olmak üzere hazırlar.
Güçlü
Bağışıklık Sistemi Bunlara Dikkat!
A vitamini, özellikle
solunum sistemi yolu enfeksiyonlarından koruyucu rolüyle etkisi kesin olarak
kanıtlanmış bir vitamin. Besinlerle günlük ihtiyacımızı çok rahat
karşılayabiliyoruz. Hayvansal kaynakları arasında karaciğer, yumurta, süt ve
tereyağı yer alırken bitkisel olarak ise özellikle, koyu yeşil yapraklı
sebzeler (ıspanak, pazı vb) ile turuncu renkli (havuç, kış kabağı vb.)
sebzeleri tüketeceğiniz bir diyetin; A vitamini ihtiyacınız konusunda yeterli
olacağına emin olabilirsiniz. Etrafınızda soğuk algınlığı geçiren insan
sayısının artmasını takiben yeşil, sarı ve turuncu renklerin de beslenmenizdeki
hakimiyetinin artması gerektiğini unutmayınız. A vitamini karaciğerde
depolanabildiğinden, besin takviyesi olarak bilinçsiz tüketilmesi de
zehirlenmelere yol açabilir.
“Gün
İçinde Tüketilen 2 Mandalina Günlük c Vitamini İhtiyacını Karşılayabilir”
En temel koruyucularımızdan
olan C vitaminini, suda eriyen ve vücudumuzda depolanamayan bir vitamin olduğu
için günlük olarak almamız gerekiyor. Beslenmedeki C vitamini deposu
gıdalarımız ise; taze sebze ve meyveler. Hayvansal besinler bu noktada C vitamini
açısından oldukça zayıf, hatta birçoğunda neredeyse hiç C vitamini bulunmuyor.
Yetişkin bir bireyin günlük ortalama 90 mg C vitamini alması gerekiyor. Bu
teorik bilgiyi pratiğe dökecek olursak; 2 küçük boy mandalina 85 mg, 1 orta boy
portakal 115 mg, 1 adet kivi 75 mg, 3 sivri biber 110 mg C vitamini içeriyor.
Yani sabah kahvaltıda 3 adet yeşil biber ve gün içinde 2 adet mandalina
tüketerek günlük C vitamini ihtiyacımızın üstüne dahi çıkabiliyoruz. Bu nedenle
kış geldi diye eller hemen C vitamini preparatlarına değil, C vitamini zengini
sebze ve meyvelere gitmeli. Emzikli bireylerin C vitamini ihtiyacı emzirmeyen
yetişkin bireylere göre daha yüksek olduğundan bu dönemdeki kadınların C
vitamini alımını daha yüksek tutmalarında fayda var. Yoğun stresli bireylerde,
alkol ve sigara tüketenlerde, ateşli ve viral hastalıklarda, antibiyotik ve
ağrı kesici kullanımı olan kişilerde de günlük C vitamini ihtiyacı daha yüksek
oluyor.
Çinko
Daha Hızlı Toparlanmanızı Sağlar!
Çinko güçlü bir antioksidan
mineraldir. Dolayısıyla bağışıklık sisteminin güçlenmesinde veya güçsüz düşüp
hastalandığımızda daha hızlı toparlanmamızda önemli rol oynar. Bu yüzden de
bizler birçok multivitaminin içerisinde hatta bazen sadece C vitaminiyle
kombine olarak çinkoyu görmekteyiz. Besinsel çinko kaynaklarına baktığımızda
ise özellikle hayvansal besinler, kırmızı et başta olmak üzere iyi birer çinko
kaynağı. Bununla birlikte yağlı tohumlar (özellikle kabak çekirdeği), koyu
yeşil yapraklı sebzeler de çinko açısından bizi desteklemekte.
Su Tüketimi
ve Uyku Bağışıklık Sisteminin Olmazsa Olmazı!
Yeterli su tüketimi,
bağışıklık sistemi elemanlarının sorunsuz çalışması için çok değerli. Kışın
gelmesiyle birlikte, su tüketimimiz artması gerekirken ne yazık ki azalıyor.
Ancak özellikle enfeksiyon durumlarında su tüketiminin ekstra özenli bir
şekilde arttırılması gerekmekte. Kronik yorgunluk da hastalık riskini arttıran
faktörlerden biri. Beslenmenize gösterdiğiniz özeni günlük uyku düzeniniz için
de göstermeniz sistemin tüm çarklarının doğru çalışması için gerekli.
“Bilinçsiz
Yapılan Diyetler Bağışıklık Sistemini Düşürür”
Son olarak; bilinçsizce
uygulanan, yeterli ve dengeli olmayan beslenme programları, özellikle çok düşük
kalorili şok diyetler metabolizmayı her anlamda hırpalar ve sizi hastalıklara
açık konuma getirir. Özellikle; düşük kalorili diyetler, kişilerde yeterli
besin öğesi desteğini sağlamadığından bağışıklık sistemini zayıflatır. Kilo
vermek için bir diyet sürecinde de olsanız almanız gereken zorunlu besin
öğeleri vardır. Kısa vadede hızla kilo vermek amaçlanarak gereksiz besin
kısıtlamaları yapılan diyetlerde arka planda bağışıklık sisteminizi
zayıflattığınızı unutmayınız.