Üsküdar
Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış
Önen Ünsalver, seslere karşı yoğun hassasiyet şeklinde ortaya çıkan mizofoni
(misophania) hakkında bilgi verdi.
Sesten
aşırı derecede rahatsızlık duyuluyor
Yrd. Doç. Dr. Barış Önen
Ünsalver, mizofoniyi “yemek yerken ağız şapırdatma, yemek yerken çıkan çatal
bıçak sesi, nefes alma, sakız çiğneme, tırnak kesme, öksürük gibi gündelik
hayatta herkesin çıkardığı seslerden tiksinme noktasına ulaşan aşırı
rahatsızlık hissi” olarak tanımladı.
Kavga
bile edebilirler
Pek çok kişinin bazı
seslere karşı hassasiyetinin çok fazla olmasına rağmen mizofonisi olan
kişilerde bu durumun tiksinme derecesinde olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Barış
Önen Ünsalver, şunları söyledi:
“Mizofonisi olanların
seslere duyarlılığı tiksinme ve o sesi duymayla birlikte kaygı, korku ve öfke
gibi duygular yaşama şiddetindedir. Mizofonisi olanlar bu seslere
duyarsızlaşmazlar. Hatta rahatsız eden sesi, diğer insanlardan gittikçe daha
yüksek şiddette algılarlar. Ayrıca bedensel olarak çarpıntı, nefes darlığı,
terleme gibi belirtiler de eşlik eder. Bazen sesi ortaya çıkaran bir insansa o
kişiyle kavga dahi edebilirler. Sıklıkla gördüğümüz yemek sesinden rahatsızlık
olgularında o sesi çıkaran kişiyle aynı ortamda yemek yemediklerini biliriz.”
Ergenlik
döneminde ortaya çıkıyor
Mizofoninin genellikle
ergenlik döneminde ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver,“Mizofoni, kaygı bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) olanlar ya da
duyusal hassasiyeti yüksek olanlarda ve mükemmeliyetçi kişilerde görülebilir.
Mizofonisi olanların beyinlerinde sesin algılandığı alandaki elektriksel
faaliyet mizofonisi olmayanlara göre daha yüksek bulunmuştur. Başka bir deyişle
gerçekten sesi daha yoğun algılarlar” dedi.
Mizofoniye dair yapılmış
araştırmaların sayısı yetersiz olduğundan cinsiyet belirtmenin mümkün
olmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, klinikte daha çok kadın
hastalarda görüldüğüne dikkat çekti.
Mizofoni
tedavi edilebilir
Mizofoninin kişinin
hayatını etkilemesi halinde tedavi edilmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr.
Barış Önen Ünsalver, şunları söyledi:
“Eğer kişinin hayat
kalitesi belirgin düşmüş, öfke patlamaları yaşıyor ya da sürekli seslerden
kaçınarak kısıtlı bir hayat sürüyorsa mizofoniye eşlik eden depresyon ya da
kaygı bozukluğu gelişmiş olabilir. Bu durumda antidepresan tedaviler
uygulanabilir. Dikkat değiştirme teknikleri, sesi bastıracak başka seslerin
kullanımı, davranışçı terapiler faydalı olabilir. Yorgunlukla mizofoni
arttığından kişilerin bolca istirahat etmesi önemlidir. Gerek uyku gerek
gevşeme ve nefes egzersizleri dinlendirici etki yapabilir.”