Yine Yine Yeni Yeni Şiirler
Aşk Dili / Aşık Hali
Aşk için ne
baş, ne de yaş mühim.
Aşk için ne
göz, ne de kaş mühim.
Can
kulağıyla dinle Sevgili!
Aşk için
dökülen göz-yaş mühim.
Aşka mesele
değil, mesafe.
Umurunda
değil, çile, sefa.
Eline
geçerse kağıt, kalem.
Boş kalır mı
defter ve sahife!
Aşık hiç
düşünmez kavuşmayı.
Hiç düşünmez
kaçıp savuşmayı.
Aşık
kafasına tam koymuştur.
Yola düşüp
de dağlar aşmayı.
Aşık asla
söylemez ki “eyvah.”
Etmez ki, ne
şikayet, ne de “ah.”
O her an
taze, o her dem yeni.
Dilinden hiç
düşmez “ya bismillah.”
Aşk için ne
Dünya, ne Ahiret.
İster
fırtına, ister sükunet.
Hiç mi hiç
fark etmez, hepsine razı.
Yeter ki,
yeter ki olsun muhabbet.
Aşık her
daim tecelli arar.
Derdine hep
bir teselli arar.
Kimseden ne
çekinir, ne korkar.
O sevdiğini besbelli
arar.
Aşığın
verdiği mücadele.
Sığmaz ki
asla hiçbir bedele.
O yalnızca
tek bir şey ister.
Gitmesin
sevgili bir yad ele.
Sevgilisiz
her yer zindan, ateş.
Bastığı
topraklar, diken ve taş.
Sanki Dünya
bir mengene gibi.
Duvara yaslanmış
durur bir baş.
Yoktur
geceyle gündüzün farkı.
Hayat sanki,
hüzünlü bir şarkı.
İnsan her
daim aşka muhtaçtır.
Yaş geçmiş
olsa da elliyi, kırkı.
Bu Sandalî
de bak aşka düştü.
Bütün
Dünya’yı unuttu, küstü.
Bir Mecnun
misali çöller aşıp.
Sonunda Mevla’yı
bulup sustu.
GÖÇECEKSİN/GEÇECEKSİN
İster garip
fakir, ister zepzengin olsan.
Göçüp de
gideceksin bir gün bu diyardan.
Nice seven
ve nice de sevilen olsan.
Geçip de
gideceksin bir gün dosttan, yârdan.
Dünya
sonsuza dek kalınmayacak mekan.
Her şey
fani, bunca evler ve bunca dükkan.
Vakit dolup
Azrail kapına geldiği an.
Göçüp de
gideceksin bir gün bu diyardan.
Vücutta
çarpan kalp, damarda dolaşan kan.
Hepsi belli
vakte kadar verilmiş imkan.
Mühlet
biterse seni kurtarmaz, şöhret, şan.
Geçip de
gideceksin bir gün dosttan, yârdan.
Kendine gel,
kendine gel, uykudan uyan.
Hep sabır
içinde ol, eyleme hiç isyan.
Sevabına
sevin, günahına ağla, yan.
Geçip de
gideceksin bir gün dosttan, yârdan.
Göçüp de
gideceksin bir gün bu diyardan.
MENFAATE
TAPANLAR*
*Heva ve
hevesini kendisine ilah edineni görmedin mi? (Furkan Suresi, 43)
Adam
menfaatini din edinmiş tapıyor.
Dünya malını
aç kurtlar gibi kapıyor.
Her şeyi
para pul, görünce çullanıyor.
İnsanları
maksadı için kullanıyor.
Bencillik
ruhunu esir etmiş ve sarmış.
Sanki her
şey onun menfaati için varmış.
Çıkarı
olmayana hiç selam vermiyor.
Sırtını
dönüp gidiyor, kelam vermiyor.
Dünya yansa,
yıkılsa umurunda değil.
Bomboş bir
adam, işin şuurunda değil.
Adam baştan
sona dek menfaat dininden.
Beş kuruşluk
çıkarının gidiyor izinden.
Ne insanı,
ne hayatı idrak etmişler.
Dünya'ya ham
gelmişler, öylece gitmişler.
Et kemik
torbası, silik, isimsiz cisim.
Bilmiyor ki
insan değil, yalnız bir resim.
Kainattaki
en dar açıdır, bu adamlar.
Toplumların
yüzde kaçıdır, bu adamlar?
İnsanlığa
büyük acıdır, bu adamlar.
Toplumların
yüzde kaçıdır, bu adamlar?
Menfaatçiler
yığınla, saymak ne mümkün!
Onlara karşı
lazımdır, dikkat ve temkin!
Onlara karşı
lazımdır, dikkat ve temkin!
Ahmet SANDAL