Benim güzel memleketim Kahramanmaraş bugünlerde yine ülke çapında bir isme sahip olan Kitap fuarının heyecanını yaşıyor.
Çünkü bizim fuarımız bir çok İl’de olduğu gibi geçici kurulan çadırlarda değil, bu işler için yapılmış bir mekanda yapılıyor.
Fuar yapılan mekan aslında burada ikinci planda kalmalı.
Çünkü bizim fuarımız henüz 4.sü yapılmasına rağmen, yazar-çizer kadrosunda ve yayınevleri bazında hatırı sayılır bir konuma sahip oldu. Çünkü artık, yayıncılar ve yazarlar kadrosu artık Kahramanmaraş kitap fuarının ne zaman yapılacağını takip eder duruma geldi.
Fuarların cazibesi yayınevleri açısından satacağı kitapla ilgilidir. Bu cazibe yazarlar içinde, okur’un yazar’a gösterdiği ilgi değerlendirilir.
Bu iki durumda da Bizim fuarımız albenisi yüksek bir konumda.
Geçen yıl bir otoritenin fuarla ilgili değerlendirmesi; “Kalabalık çok olabilir, satış olmayabilir ama kitabın olduğu yere gelen bir insan en azından bir kitapla tanışır, bu sene almazsa aklında bir nokta kalır, seneye alır” demişti.
Bu değerlendirmeyi ben en azından çevremde tanıdığım, öyle kitapla dergiyle, okumayla çizmeyle alakası olmayan bir kişinin, bu sene fuara gidelim, bir iki bakalım belki alacak bir kitaba rastlarız demesiyle değerlendiriyorum.
Şair ve yazar yatağı olan Kahraman memleketime de bu yakışır zaten.
Her organize de olduğu gibi burada da, mutlaka eksik gedik vardır.
Bardağın dolu tarafına bakmak felsefesiyle, sağdan soldan çalma bilgilerle kitap yazdığını zanneden, adını başına yazar etiketi yapıştıranların varlığını da arada idare etmemiz lazım.
Benim bu sene ki yazar favorim, gerçek bir hayat hikayesi anlatan, İstanbul Beyoğlu’nda Kahramanmaraş’ımızın adını yaşatan ve eşi ile birlikte aile dayanışmasına da büyük örnek olan SABIRTAŞI-Mustafa Topçuoğlu’dur.