KADIN;
Anne, yar, nefes, kan, can…
Tarifi çok kolay olmakla birlikte hiçbir tarife sığdıramadığımız varlıklarımız.
“Cennet annelerimiz ayakları altında” diye müjdesini alemlere rahmet olarak bildirilen Neb-i’ler Nebisinin bizlere önemini anlatmaya yetmesi gereken varlıklar.
Dün ülke yöneten, hüküm süren, hesabı bilinmeyen hayırlara vesile olan varlıklar…
KADIN;
Bugün eşitlik adı altında her platformda avazımız çıktığı kadar güya savunduğumuz kadınlarımız.
Derken tüm bu iltifatlara mazhar olan varlıklar ne kadar üzücü ki bin bir türlü eziyet ve cefaya reva görülen yine Kadınlarımız.
KADIN;
Dünden bugüne her ne kadar güçlerini her ortamda hissettirseler de maalesef yaratılış fıtratı itibarıyla tabiat varlıklarının içersinde en nazik, en naif ve zarif kullar olmaları hasebiyle, her vakitte bir tarafta zayıf ve güçsüz, işte bu zayıf yönlerinden dolayıdır ki kendilerini insan tabir eden vahşi yaratıklar tarafından uğrayabilecekleri en ucuz hakaret ve işkencelere maruz kalmaktadırlar.
Yine günümüzde en ucuzundan hakaret ve işkencelere uğramalarının yansıra vahşice cinayetlerle katledilmektedirler. Bundan bir süre önce Münevver Karabulut isimli genç bir hanımın insanlık müsvettesi sadece parası olduğu için adam yerine konan Cem Garipoğlu denen tarifi imkansız yaratık tarafından vahşice katledilmesiyle daha çok gündeme gelen kadına şiddet ve cinayetlerin sayısı he geçen gün istatistik rakamlarını şişirirken toplumun devletin hükümetin daha da önemlisi bu milletin bu kadar sessiz kalması daha da vahim bu durum.
Son dönemde ise Mersin’de katledilen kızımızın katillerine verilen ceza bir nebze bu konuda olumlu sonuçlar doğursa da, sessiz sedasız nice kadınlarımızın katilleri ellerini kollarını sallayarak, ceza indirimi altında veya haksız tahrik adı altında aramızda gezmektedirler.
Aslında sorgulanması gereken birçok ayrıntı var iken, adaletin ve adalet adamlarının bu konuda ki duyarsızlıkları da ayrı bir yürek sızısı.
Söylenecek çok şey varken kimi kime şikayet edelim? Önemli olan bu sorunun cevabı. ..