DİREKT ELEŞTİREL
Direkt "eleştirel bakıyor" adam hiçbir olumlu işe
karşı ilgisi yok.
Direkt "önyargı dolu" adam, pozitif
bakıştan haberi, bilgisi yok.
Binlerce pozitif haber ve bilgiye önemsemiyor
"mızmızca" bakıyor.
Kendine göre haber görse, işine gelenleri alıp
da "cımbızla" çekiyor.
NEFSİN ATINA BİNMİŞ
Adam nefsinin atına binmiş, yuları elinde uçuruma "deh
dehliyor."
Birileri de adamı çılgınca alkışlıyor, habire
habire "peh pehliyor."
Ne laf dinliyor, ne ibret alıyor, ne tefekkür ediyor, azmış
da azmış.
Böyleleri için geçerli bir kelime şu, “kendi çukurunu kendi
kazmış.”
ÇUVALDIZ / İĞNE
MESELESİ
"Başkasına çuvaldız batırmadan önce, kendine doğru şöyle
bir iğne tut."
Nefsine karşı yapamayacağın işleri başkasına
yapma, dilini çek ve yut.
Hayat senin etrafında dönmüyor, kimseyi sakın ahmak yerine
koyma.
Kendi hatalarını da gör, yalnızca başkasının hata ve
kusurlarını duyma.
OKUMAK MI ANLAMAK MI?
Güya okumuş ve yazmış, aman da aman, ne de
"alimane" bakıyor.
Bırak kardeşim, adam acımasız mı acımasız,
"zalimane" bakıyor.
Okumak değil, okumak değil, anlamak mühim, anlamak mühim.
Allah akıl vermiş, tefekkür edersen, ilham eder, O’dur
mülhim.
MUCİZE VAR MUCİZE
Mucize var, hayat
baştan başa mucize.
Hayret etmek için gezme öyle müze müze.
Elma, üzüm, kiraz ve tüm meyvelere bir bak.
Basit çubuklar vasıtasıyla sunulan Bize.
Mucize var, hayat
tepeden tırnağa mucize.
Güç yeter mi sahip olduğun şu bir çift göze.
Vücudunun her uzvu yerli yerinde, bir bak.
Yaradan değer vermiş, insan denilen acize.
Mucize var, hayat
yerden göğe mucize.
İyi dinle, anla, kulak ver artık bu söze.
Başını çevirip de şu gökyüzüne bir bak.
Güneş, tüm varlıklar için takılmış bir avize.
Mucize var, hayat
tabandan tavana mucize.
Kimi sözler basit, kimi sözler birer vecize.
Sözü söyleyeni boşver, sen sözlere bir bak.
İbret al, şükret, ellerini aç semaya, gel dize.
Mucize var, hayat
arştan ta ferşe mucize.
Her şey çok açık,
gerek yok sırra ve gize.
Çok lafa değil,
sen az lafı dinle ve bir bak.
Sandalî sen de çok
konuşma, olma geveze.
KİMİLERİ
Kimileri; dosta,
arkadaşa haset eder.
Kimileri; dosta, arkadaşa hasret gider.
Kimileri; aşka,
sevgiye haset eder.
Kimileri; aşka, sevgiye hasret gider.
Kimileri; güle,
çiçeğe haset eder.
Kimileri; güle, çiçeğe hasret gider.
Kimileri; güle,
güzele haset eder.
Kimileri; güle, güzele hasret gider.
Kimileri; dile,
bülbüle haset eder.
Kimileri; dile, bülbüle hasret gider.
Kimileri; ışığa,
Nur'a haset eder.
Kimileri; ışığa, Nur'a hasret gider.
Kimileri; Hakk’a,
adalete haset eder,
Kimileri; Hakk’a, adalete hasret gider.
Kimileri; iyiye,
doğruya haset eder.
Kimileri; iyiye, doğruya hasret gider.
Kimileri; kula,
insana haset eder.
Kimileri; kula, insana hasret gider.
Velhasıl; öyle
garip bir dünya ki bu,
Kimileri; haset eder.
Kimileri; hasret gider.
İşin özü şu;
“Başkalar haset eder,
Aşıklar hasret gider.”
KURTULUŞ
Ruhumun
sonsuzluğuna kadar,
Umut, umut, umut.
Nefesimin sonuna
kadar,
Umut, umut, umut.
Ey biçare İnsan!
Bundan başkasını
unut, unut, unut.
Zaten başkası mümkün değil.
Biz havf ve reca arasındayız.
Gücümüz “kün fe yekün” değil.
O güç yalnız ve yalnız Yaradan’a mahsus.
Ey ahmak İnsan! Umutsuzluk yayacaksan, bir zahmet
sus.
Gerçekçi ol.
Sen bir kulsun kul.
Bu bilinçte ol.
Ey İnsan “havf ve reca arasında” konuş.
Yani hiçbir vakit umutsuz olma.
Ve hiçbir vakit fütursuz olma.
“Havf ve reca” arasında ol.
Bu ikisi arasında olmaktır “kurtuluş.”
ŞANLI
TARİHİM
Süleymaniye muhteşem bir asrın muhteşem bir eseri.
Bu garibin şanlı günleri özlemekle artıyor
kederi.
Bir bardak, bir bardak çay diye dalıp dalıp
gidiyorum.
İsyan yok, akıl ve hikmet ile karşılıyorum
kaderi.
Şanlı bir tarihim var, beni zinde ve güçlü tutuyor.
Kapitalist bir Dünya’da yaşıyorum, beni yutuyor.
İşte bu ikisi arasında geleceğe dair umudum var.
Müjdeler taşıyorum ruhumda, ufkumu büyütüyor.
AKIL MI
NEFİS Mİ?
Azat kabul etmez köleyiz hepimiz,
Kimimiz aklımızın, kimimiz nefsimizin.
Herkes bir şeylerin peşinde,
Kimimiz fikrimizin, kimimiz keyfimizin.
Akıl senin en büyük gücün, kuvvetin,
Eğer olursa nefsin ve hevan senin rağbetin.
Varacağın yer çok açık ve belli,
Cehennem çukurlarından bir çukur akıbetin.
SEVMEK VE
YAZMAK
Heyhat! Kimse sevmese de birbirini ben severim.
Heyhat! Kimse yazmasa da şiirini bir ben
yazarım.
Aşkta buldum Dünyanın manasını ben severim.
Yazmakta buldum Dünyanın tadını ben yazarım.
Ben sırf yaşarken değil öldükten sonra da severim.
Sırf yaşarken değil öldükten sonra da bir
Yazar’ım.
Beni hayata bağlayan bu derdim, derdimi severim.
Dertliler Yunus gibi inilermiş, ondan dolayı
yazarım.
Balık deryayı sever, ben de söz okyanusunu severim.
Balık deryada nefessiz kalır mı, bir nefes için
yazarım.
Ahmet SANDAL