Sağlıksız
besinler, yetersiz uyku, stres ve hareketsiz bir yaşam, metabolizmanın
işleyişini aksatarak hastalıklara yol açabiliyor. Kaygılarla dolu bir yaşam da
yine mutsuzluk ve depresyona neden olarak sağlığı olumsuz etkiliyor. Giderek
uzayan yaşam süreleri dikkate alındığında, zinde ve kaliteli bir hayat
sürebilmek, sağlıklı yaş alabilmek için vücudun fiziksel ve kimyasal olarak
dengede olması büyük önem taşıyor. Memorial Wellness Endokrin ve Metabolizma
Bölümünden Doç. Dr. Gökhan Özışık, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için
yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Çoğu insan için sağlıklı
olmak, bilinen tanısı konmuş bir hastalığının olmamasıdır. Wellness ise sağlık
kavramının bir adım ötesi olarak düşünülebilir. Wellness kavramı insanın
bedenen zihnen ve ruhsal açıdan tam bir sağlık ve zindelik içinde olması;
kendini enerjik, mutlu ve dengede hissetmesi olarak tanımlanabilmektedir.
Aşırı
stres insanın kendi kendini vurduğu bir silaha dönüşüyor
Stres insanın motive olması
için bir amaca ulaşması için itici bir güçse bu iyi bir durum olarak
algılanmaktadır. Fakat kişinin olumlu ve sağlıklı düşünmesini engelleyecek,
yaşama sevincini elinden alacak olumsuz etkileri olursa insanın kendi kendini
vurduğu bir silaha dönüşmektedir. İnsan vücudunda stres anında salgılanan ve
stres hormonları olarak bilinen hormonlar bulunmaktadır. Herhangi bir stres
anında böbrek üstü bezlerinden kortizol ve adrenalin hormonları
salgılanmaktadır. Belli bir düzeye kadar vücut bu hormonları kontrol
edebilmektedir. Eğer belli bir sınırı aşarsa bu hormonlar vücudun kendi
dokularına zarar vermeye başlamaktadır. Stres insan beyninde baskı ve küçülmeye
sebep olabilmektedir. Bu da sağlıklı düşünmeyi engelleyerek unutkanlığa ve
dalgınlığa sebebiyet verebilmektedir.
İnsan
vücudunun hep bir denge içinde olması gerekiyor
Her zaman her şey iyi ve
güzel olmayabilir. Hayat iyi ve kötü olaylardan oluşan bir bütündür. Stres
anında salgılanan hormonların çok fazla salgılanması insan vücudunda
metabolizma ve üremeyle ilgili olumlu etkileri olan diğer hormonların dengesini
etkileyerek sıkıntıya sokmaktadır. Bozulan bu dengeyle sağlık tehlikeye
girmektedir. Bir insan doğduğundan itibaren ömrü bir kum saatinin içinde
boşalan kumlar gibi azalmaktadır. Bu saati ters çevirmek ne yazık ki mümkün
değildir. Ama kumların akış hızı yaşam şekline göre daha yavaş ya da daha hızlı
olabilmektedir. Eğer doğru şeyler yapılmıyorsa, vücudun hormon dengesi
bozularak belli hastalıklara davetiye çıkarabilmektedir.
İnsülin
yaşla birlikte azalmayan tek hormondur
İnsanlar yaş aldıkça
kanlarındaki çoğu hormon azalmaktadır Bunlara cinsiyet, büyüme, tiroit
hormonları dahildir. Bunun sebebi yaşlanmayla aslında bu hormonları üreten
bezlerinde eskimesidir. Aynı şekilde görme keskinliği ve işitmedeki
duyarlılığın azalması hücrelerin yaşlanmasından kaynaklanmaktadır. Yaş
ilerledikçe azalmayan tek hormon insülin hormondur. Bu da yaşlılığa bağlı bir
insülin direncini beraberinde getirmektedir. Yani dokular kişi yaşlandıkça
insülin hormonun emirlerine itaat etmemeye başlar. İnsülin direnci verilmeyen
kiloların, halsizliğin, yorgunluğun, damar sertliğinin birlikte görüldüğü bir
tabloya neden olmaktadır.
Menopoz
dönemini konforlu atlatmak elinizde
Kadınlarda menopoz dönemi
yaşanması gereken doğal bir süreçtir. Ama bu dönem illaki korkulu bir dönem
olmak zorunda değildir. Menopozu rahat bir şekilde atlatmak için önceden
yatırım yapmak gerekmektedir. Erkeklerde cinsiyet hormonları 30 yaşından sonra
kademeli olarak azalırken kadınlarda bu çok hızı bir şekilde azalmaktadır.
İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte 45-50 yaşında menopoza girmiş bir kadın
ömrünün 3’te 1’ini bu hormondan yoksun geçirmek zorunda kalır. Burada azalan
cinsiyet hormonunun yerine üretilecek başka hormonların gelmesi gerekmektedir.
Burada böbrek üstü bezleri hor kullanılmışsa menopoz döneminde kadının ihtiyaç
duyacağı hormonları üretecek rezervi kalmayabilir. Bu noktada kadınlarda ateş
basmaları, terlemeler, uykusuzluklar başlamaktadır.
Uyku
düzeni kişiye özeldir
Uyku düzeni insan yaşamında
çok önemli rol oynamaktadır. Gelişme çağındaki bir çocuğun ya da yaşlı bir
insanın fazla uyumak istemesi doğaldır. Erişkin insanlarda ise uyku düzeni
kişiye özel olmalıdır. Her erişkin insanın günde ortalama 7-8 saat uyuması
gerekir diye bir kural yoktur. Eğer bir kişi;
•Uykuya dalmakta problem
yaşamıyorsa,
•Uykusu sık sık
bölünmüyorsa,
• Burundan nefes almakta
zorluk çekmiyorsa,
• Uygun ve rahat bir
ortamda uyuyorsa,
• Dinlenmiş bir şekilde
kalkabiliyorsa 5 ya da 6 saatlik bir uyku da yeterli olabilmektedir.
Kişiye
özel metabolik ve hormonal profil çıkarılıyor
Sağlıklı yaşam yani
wellness merkezlerinde yapılan tetkikler klasik check up uygulamalarından
farklıdır. Buna bireyselleştirilmiş "check up " da denebilir. Merkeze
gelen herkesin yaşına, cinsiyetine, beklentilerine ve içinde bulunduğu yaşam
koşullarına uygun kontroller yapılmaktadır.Herkese aynı testlerin yapıldığı
"check up" programlarından burada ayrılmaktadır.
• Kişinin yaşam tarzında
farkında olduğu ya da olmadığı yanlışlıklar nelerdir?
• Beklentileri nelerdir?
• Beslenme tarzı nasıl?
• doğru gıda takviyelerini
kullanıyor mu?
• Stresini iyi yönetiyor
mu?
• Kendisine uygun egzersizi
yapıyor mu?
• uyku kalitesi nasıl?
Bu bilgiler öğrenildikten
sonra kişinin ailesinden gelen genetik faktörler belirlenmektedir. Bu bilgiler
ışığında bir risk analizi yapılarak gerekli olan tahliller istenmektedir. Buna
'metabolik veya hormonal profil çıkarma' adı verilmektedir. Tamamen kişiye özel
olmakta ve bu şekilde planlanmaktadır. Gerekli tetkikler ve muayeneler
konusunda uzman hekimler tarafından modern bilim teknikleri kullanılarak
yapılmaktadır.