Sigara içmek kadar pasif içicilik de sağlık için oldukça zararlı. Türkiye’de her 40 bin kişinin pasif tütün
içiciliğine bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Anadolu
Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Sigara içen kişiler
sadece kendilerini değil, hayatını paylaştığı eşi ve çocuklarının hayatlarını
da riske atıyor” dedi.
Kapı ve pencere açmanın
veya klimanın kesinlikle pasif tütün içiciliğini engellemediğinin altını çizen anadolu sağlık merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez,“Araştırmalara göre her iki ebeveyni sigara içen çocukların solunum yolu
hastalıklarına yakalanma riski, sigara kullanmayan ebeveynlere sahip çocukların
riskinden yüzde 70 daha fazla. Kocası sigara içen ancak kendisi içmeyen
kadınlarda ise akciğer kanseri gelişme riski, eşi ve kendisi sigara içmeyen
kadınlara göre 1.2-2 kat daha yüksek” şeklinde konuştu.
Okul
çağındaki gençlerin yüzde 82’si evinde sigara dumanına maruz kalıyor
Okul çağındaki gençlerin
yüzde 82’sinin evlerinde, yüzde 86’sının ise ev dışında sigara dumanına maruz
kaldığına değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Gençlerin yüzde
60’ının anne ya da babasından en az biri sigara içiyor. Türkiye’de
öğretmenlerin yüzde 50’si sigara içerken, sigara içen öğretmenlerin yüzde 81’i
okulda ve yüzde 68’i öğrencilerinin önünde de sigara içiyor” dedi.
KOAH
hastalığının kontrol altına alınamaması durumunda pasif içicilik sorgulanmalı
Pasif içiciliğin de aktif
içiciliğin neden olduğu bütün hastalıklara sebep olduğunu hatırlatan Göğüs
Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Var olan kalp ve akciğer hastalıklarının
kötüleşmesinin ve kontrolden çıkmasının en önemli sebebi pasif içicilik. Astım
ya da KOAH hastalarının düzenli tedavilerini kullanmalarına rağmen hastalığın
kontrolünün sağlanamadığı durumlarda pasif içicilik mutlaka sorgulanmalı”açıklamasında bulundu.
Sigarayı
bıraktım demek için 1 yıl boyunca hiç sigara içilmemiş olmalı
Bir kişinin sigarayı
bıraktığını söyleyebilmek için, kişinin 1 yıl boyunca bir tane bile sigara
içmemiş olmasının şart olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra
Sönmez, “Sigarayı bırakmak için gelen hastalarımızın büyük çoğunluğunu 35-50
yaş aralığındaki üniversite mezunu erkekler oluşturuyor. Hastalarımız öncelikle
göğüs hastalıkları uzmanı ile görüşüyor ve sigaranın zararları ile ilgili
eğitim alıyor. Daha sonra hastanın nikotin bağımlılığı değerlendirilerek madde
bağımlılığına yönelik tedavi planlanıyor. hasta daha sonra sigara bırakma
konusunda uzman psikolog tarafından değerlendirilerek psikolojik bağımlılık
düzeyi belirleniyor. Akciğer grafisi, solunum fonksiyon testi ve ekg yapıldıktan sonra hastanın akciğer ve kalp sağlığı değerlendiriliyor ve kişiye
özel tedavi planlanıyor. Hastalar 6-8 hafta süren tedavi programı kapsamında
kontroller ve telefon görüşmeleri ile yakından izlenerek gerekli destek
veriliyor” dedi.