SANKO
Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleşen toplantının
açılışında bir konuşma yapan SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, “Bilginin
paylaşımı için bugün bizlere birlikte olan değerli konuşmacılarımıza ve değerli
katılımcılarımıza çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Üniversitelerin
görevlerinden birinin öğrenci yetiştirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı, SANKO
Üniversitesi’nin lisans olduğu kadar yüksek lisans ve doktora programlarıyla da
adından söz ettirdiğini söyledi.
Üniversitelerin
ayrıca hizmet görevleri olduğunu anımsatan Prof. Dr. Dağlı, “SANKO Üniversitesi
Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi 1996 yılından bu yana bölge
insanına sağlık hizmeti vermekte ve üniversitenin hizmet görevini başarıyla
yerine getirmektedir” ifadelerin kullandı.
Üniversitenin
görevlerinden bir diğerinin bilgiyi üretmek ve bilginin paylaşılmasını sağlamak
olduğunu dile getiren Prof. Dr. Dağlı, “Bu tür bilimsel toplantılar büyük önem
taşımakta. Bugün gerçekleşen toplantının ev sahibi olduğumuz için çok mutluyuz.
5 yıldır SANKONUK Programıyla da yurtdışından 20’ye yakın Türk bilim
insanımızla bölgemiz akademisyenleri ve halkımızla bir araya getirerek, bilgi
paylaşımı sağladık” diye konuştu.
DOÇ.
DR. ERHAN ÖZYOL
Oturum
Başkanlığı Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim
Dalı’ndan Prof. Dr. Necdet Bekir’in gerçekleştirdiği “Diyabetik Makula Ödemi”konulu ilk oturumda, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim
Dalı’ndan Doç. Dr. Erhan Özyol Diyabetik Makula Ödeminin Patofizyolojisi ve Kliniği
konusunda bir sunum yaptı.
Diğer
ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de diyabet hastalığının görülme sıklığının her
geçen gün arttığına işaret eden Doç. Dr. Erhan Özyol, “Diyabet hastalığının
gözde ortaya çıkma mekanizmaları ve gözdeki bulguları dikkat çekicidir” dedi.
PROF.
DR. EMİN ÖZMERT
Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Emin
Özmert ise olgular üzerinden kendi klinik deneyimleri ve güncel pratik
yaklaşımlarla ilgili paylaşımlarda bulundu.
Prof.
Dr. Özmert, Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonunun toplumdaki yaşlılık oranının
artmasına bağlı olarak günümüzde çok sık görüldüğüne dikkat çekti.
“Santral
görüş dediğimiz merkezi görüşü bozarak çok ciddi sorun ve problemlere yol açan
Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonunun kuru ve yaş olarak tipleri vardır. Yaş
tipinin günümüzde tedavisi vardır. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir” diyen
Prof. Dr. Özmert, kuru tipiyle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Kuru
tipin şu anda bir tedavisi olmamakla birlikte ultraviyole ve ışıklardan
korunmak yanında vitamin desteği almak önemli rol oynamaktadır. Konuyla ilgili
yoğun bir şekilde kök hücre ve gen çalışmaları yapılmaktadır”
Sarı
nokta hastalığının özellikle ailesinde bu hikâye olanlarda 45 – 50 yaşlarından
sonra daha sık görüldüğüne vurgu yapan Prof. Dr. Özmert, “Hastalık, kırık,
çatlak görme, baktığı yerde bulanık görme şeklinde kendisini belli eder, çok
ciddi körlüklere yol açabilir. Bu nedenle de erken tanı konması ve uygun tedavi
uygulanması çok önemlidir” uyarısını yaptı.
Prof.
Dr. Özmert, Diabetes Mellitus yani şeker hastalığı ile ilgili olaraksa şunları
kaydetti:
“Diyabet
hastalığının toplumda görülme sıklığı artmaktadır. Çok ciddi ekonomik
problemlere ve sosyal kayıplara yol açmaktadır. Özellikle, diyabete bağlı görme
noktasında şişme ve kanama meydana gelmektedir. İyi tedavi edilmezse çok ciddi
körlüklere sebep olmaktadır. Bugün şeker hastalığına bağlı göz hastalıklarının
tedavileri başarıyla yapılmaktadır. Erken tedaviye başlanması ciddi körlükleri
azaltmaktadır.”
DOÇ.
DR. PELİN ÖZYOL
Oturum
Başkanlığını İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim
Dalı’ndan Prof. Dr. Yılmaz Özyazgan’ın yaptığı “Yaşa Bağlı Makula
Dejenerasyonu” konusunun işlendiği toplantının ikinci oturumunda ise SANKO
Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr.
Pelin Özyol hastalığın patofizyolojisi ve kliniği konusunda paylaşımda bulundu.
“Halk
arasında ‘Sarı Nokta Hastalığı’ olarak bilinen Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu
65 yaş üstü kişilerde önemli görme kaybı nedenlerindendir” diyen Doç. Dr. Pelin
Özyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşa
Bağlı Makula Dejenerasyonunun ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artar. ‘Kuru
tip’ formu belirgin görme kaybına neden olmazken ‘yaş tip’ formu ciddi görme
kaybı yapabilmektedir. Bu nedenle görme kaybı olmadan ileri yaştaki hastaların
göz doktorları tarafından düzenli olarak muayenelerinin yapılıp, yaş tipe
dönüşüm için risk faktörlerinin belirlenmesi gerekir.”
PROF.
DR. KIVANÇ GÜNGÖR
Toplantının
üçüncü ve son bölümünde Gaziantep Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Kıvanç Güngör oturum başkanlığı yaptı.
Türkiye’de
diyabetli hasta sayısının 6-7 milyon civarında olduğunun tahmin edildiğini vurgulayan
ve bu hızıyla devam ederse, 20 yıl sonra bu sayının 2 katına çıkabileceğinin
altını çizen Prof. Dr. Güngör, şöyle devam etti:
“Diyabetli
hastaların ve ailelerinin bu hastalığın tedavisini tüm dünyada olduğu gibi
ülkemiz şartlarında, kendi açılarından yönetmekteki güçlüklerini, sıkıntılarını
biliyoruz. Bu hastaların bir şekilde
dörtte birinden fazlasının gözlerinde diyabetik retinopati görülüyor. Maalesef diyabetin gözde, özellikle retinada
oluşturduğu hasarların önemli bir kısmı, önlem alınmazsa ve uygun şekilde
tedavi edilemezse geri dönemiyor.
Hastaların
ve ailelerin azımsanmayacak kısmının, bizim istediğimiz düzeyde hastalığın göze
olan etkilerini bilmediği düşüncesini taşıyorum. Hastalarımızın tedaviye
uyumlarında henüz arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamasak da özellikle meslektaşlarımızın
elindeki tedavi imkanlarının artması, bunların optimalize olması ve halkı
bilgilendirme projelerinin de giderek daha hedef odaklı hale gelmesiyle her
geçen gün daha da artmaktadır.
Bu
hastalığın komplikasyonlarının ne anlama geldiğini yaşayanlar yani hasta, hasta
yakınları, hekimler ve ilgili sağlık personeli bilir. 1-2 metre mesafeden dahi beni
seçemeyen, sesime doğru hareket edebilen, yanındakilerin yardımıyla hastaneye
güçlükle gelebilen insanların, tedavi ile birlikte hastaneye kendiliğinden gelebilmesi,
yürüyebilmesi, yolda karşıdan karşıya geçebilmesi, hatta araba
kullanabilmesinin benim için neler ifade ettiğini size nasıl aktarabilirim
bilemiyorum. Ama beni en çok etkileyenin hastanın yüzünde ve gözünde gördüğüm
gerçek ışığın benimkiyle birleştiğinde oluşan armoninin anlatılmaz mutluluğu
olduğunu bilmenizi isterim.”
Toplantıya
SANKO Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Metin Bayram, Tıp Fakültesi
Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşen Bayram ile Gaziantep ve çevre illerde görev
yapan çok sayıda göz hastalıkları uzmanı katıldı.