Günümüzde yaklaşık olarak yeni doğan her 1000 bebeğin 1 ila 4’ünde işitme
kaybı saptanıyor. Yaklaşık yılda 1 milyon 290 bin bebeğin dünyaya geldiği
ülkemizde bu rakam 1500 ila 2000 kadar işitme kayıplı bebeğin doğduğu anlamına
geliyor. Üstelik bu sayı bebeklik döneminde gelişen kulak enfeksiyonları, orta
kulak boşluğunda sıvı birikmesi, yaşanan travmalar ve bazı ilaçlar nedeniyle
sonradan oluşan işitme kaybı eklendiğinde daha da artıyor. Güzel haber ise
günümüzde oldukça başarılı sonuçlar alınan tedaviler sayesinde çocuğun işitme
ve konuşabilme yetisini kazanabilmesi. Acıbadem Maslak Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr.
Nazım Korkut tedaviden etkin sonuç alınabilmesinde ise erken tanının son derece önemli
olduğuna dikkat çekerek, “Ancak belirtiler bazen gözden kaçabiliyor, özellikle
de tek kulakta işitme kaybı olan tablolarda. Bu nedenle ebeveynler işitme kaybı
belirtilerini bilmeli ve bunu fark ettiklerinde zaman kaybetmeden hekime
başvurmalılar” diyor.
Tedavide ilk 4 yaş çok önemli!
Ülkemizde her yeni doğan bebeğe hastaneden taburcu edilmeden önce işitme
taraması uygulanıyor. İşitme taramalarının amacı, işitme engelli doğan
bebekleri kısa sürede belirlemek, işitme engelli tanısı alanlara 6 aylık
olmadan gerekli müdahalede bulunmak. Ancak orta kulak boşluğunda sıvı
birikmesi, orta kulak iltihabı ve travmalar gibi etkenler nedeniyle bazı
çocuklarda işitme kaybı sonradan da gelişebiliyor. Dolayısıyla ebeveynlerin
işitme kaybı belirtilerine karşı dikkatli olmaları son derece önemli. Çünkü
dile ait öğelerin kazanılmasında ilk 4 yaş çok kritik bir süreci
oluşturuyor. Kulak Burun ve
Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nazım Korkut bunun nedenini
ise şöyle açıklıyor:
“İşitme merkezi ilk yaşlarda sesle uyarılmazsa, köreliyor. İşitme kaybı
saptanamamış çocuklarda bu dönem tedavisiz geçirildiği takdirde, sonradan
yapılan tedaviler maalesef 4 yaş öncesi kadar etkili olmuyor. Ayrıca, ileri
derecedeki işitme kayıplarında koklear implanttan başka çözümü olmayan
durumlarda, çocuklar belli bir yaşa kadar bu cihazdan faydalanamazlarsa
sağır/dilsiz kategorisine girecekken, bu cihazı kullanan çocuklar ise
akranlarıyla aynı sınıfta eğitimlerine ve sosyal yaşamlarına devam edebiliyor.
Bu nedenle sorun ne kadar erken dönemde tanımlanır ve çocuk gereken tedavi ile
rehabilitasyon programlarına dahil edilirse, bu olumsuz etkiler en aza
indirgenebiliyor.”
Dikkat! Çocuğunuzda bu belirtilerden
biri bile varsa…
İşitme kaybını ifade edemeyecek yaştaki çocuklarda bazı belirtilere dikkat
etmek erken tanı için çok önemli. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nazım Korkut, aşağıda yer alan
6 belirtiden biri bile varsa mutlaka hekime başvurulması gerektiği uyarısında
bulunuyor.
- Görüş alanı dışında konuşan kişileri fark edemiyorsa
- Yüksek volümdeki seslere tepki vermiyorsa
- Gürültü seviyesinden bağımsız olarak, adının söylendiğini fark ettiğinde korkmuş veya şaşırmış gibi bakıyorsa
- Ses düzeyi ailenin diğer üyelerinin duyabileceği yükseklikteyken televizyona yakın oturuyorsa
- Televizyon veya müzik cihazlarının sesini normalden daha yüksek düzeylere çıkarmak istiyorsa
- Telefondaki konuşmalara yanıt vermiyorsa, sık sık kulağını değiştiriyorsa
Çocuklarda işitme kaybının nedenleri
- Genetik etkenler,
- Hamilelikte kulak için zararlı olan ilaçların kullanılması,
- Hamilelik sürecinde yaşanan travmalar,
- Hamilelikte geçirilen bazı enfeksiyonlar, sistemik ve metabolik hastalıklar,
- Düşük ağırlıklı doğum kilosu (1500 gram altı),
- Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması, kafa travması geçirmesi,
- Doğum sonrasında bebekte oluşan travmalar,
- Bebekte gelişen akut veya kronik orta kulak iltihabı,
- Bebekte orta kulak boşluğunda sıvı birikmesi