SANKO
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü
Öğr. Gör. Hatice Adıgüzel, egzersizin sağlıklı yaşamın anahtarı olduğunu
söyledi.
Adıgüzel,“Fiziksel aktivite ya da spor yapmak ve kişisel
olarak sağlığımızı korumak için harika bir başlangıç yapmamız gerekmez. Fakat
harika olmak için bir yerden başlamamız gerekir” dedi.
Avrupa
Hareketlilik Haftası nedeniyle açıklama yapan Öğr. Gör. Adıgüzel, “Hareket
etmek fiziksel, duygusal ve zihinsel değişiklikler için bir ilaçtır. ‘Avrupa
Hareketlilik Haftası’, bizim için güzel bir başlangıç noktası olabilir. Gelin
bu hafta da hep beraber üstümüze düşen görevi yapıp, bu etkinliğe bizler de
katılalım” ifadelerine yer verdi.
NEDEN HAREKET ETMELİYİZ?
Adıgüzel,
neden hareket etmemiz gerektiğini, “Hareket etmeliyiz çünkü insan bedeni, 360
eklem ve 700’den fazla kasla, hareket etmek için tasarlanmış bir mekanizmadır.
Ayrıca fiziksel hareketsizlik, dünya genelinde ölüme neden olan risk faktörleri
sıralamasında dördüncü̈ sırada yer almaktadır” sözleriyle açıkladı.
“Acaba
günümüzde yeterince fiziksel aktivite yaparak aktif kalıyor muyuz? Bunun için
şöyle bir pencere açmak isteriz. Teknolojik gelişmeler bir yandan yaşamı
kolaylaştırırken, hareketsiz bireylerin sayısını artırarak, sağlığı olumsuz etkilemektedir”diyen Adıgüzel, şöyle devam etti:
“Günlük
yaşamımızı etkileyen bu gelişmeleri gözden geçirirsek geçmişte yemeğimizi
ocakta pişirirken artık daha çok mikro dalga fırınlarımızı kullanıyoruz.
Çamaşırlarımızı temizlerken, çamaşır iplerine asmak yerine, artık otomatik makinelere
ve kurutuculara geçtik. İletişim kurmak için kâğıt kalemden, daktiloya ve şimdi
de word uygulamasına geçtik. Hesap yapmak için ise abaküsten, hesap makinesi ve
şimdi bilgisayara. Telefonlarımızın, zihnimiz ve bedenimiz için sağladıkları
kolaylıkların yanı sıra, hareketsiz kalma süresini arttırarak iletişimi
azaltması gibi bizleri etkilediği diğer faktörler ise tartışılır.
Fiziksel
açıdan aktif kalarak gerçekleştirdiğimiz tüm bu aktivitelerin yerini alan ve
günlük yaşamımızı kolaylaştıran teknolojik cihazları kullanmaya devam ettikçe daha
da hareketsizleşiyoruz. Günlük alışverişi bile bilgisayar başında sanal
marketlerden gerçekleştiren modern toplum için, hareketsizlik en önemli
problemlerin başında yer alıyor. Özetle günlük hayatımızın parçası olan
aktiviteleri, artık eskisi gibi fiziksel efor harcayarak yapmıyoruz. Bu durum
Avrupa Birliği tarafından önemsenerek, hareketsizliğimizi telafi etmek ve bu
konuda farkındalık yaratmak için 16-22 Eylül’de ‘Avrupa Hareketlilik Haftası’
olarak kararlaştırılmıştır.”
NE
YAPILMALI?
Bu
haftada gerçek bir farkındalık yaratmak ve bu konuya dikkat çekmek için tüm
sosyal kurumlar, sağlık kuruluşları, belediyeler, üniversiteler ve okullara
çeşitli görevler düştüğüne dikkat çeken Adıgüzel, “Çünkü Büyük Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürk’ün de önemle altını çizdiği gibi; Sporda başarılı olmak
için bütün milletçe sporun niteliği ve değerini anlamış olmak, ona kalpten
sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir” diye konuştu.
Geçmişte
bulaşıcı hastalıklardan dolayı ölüm oranları fazlayken, günümüzde ölümlerin
büyük oranı, tercih ettiğimiz yaşam tarzı ile ilgili olduğunu vurgulayan Adıgüzel,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün
hareket etmeden, her şeye hızlıca ulaşılabilme ve aynı zamanda da uzun yaşama
konusunda çok istekliyiz. Ancak bu yaşam tarzıyla ne yazık ki kronik
dejeneratif hastalıkların sayısını arttırıyoruz. Ayrıca son yıllarda kanser ve
kalp rahatsızlıkları tek bir nedenden kaynaklanmıyor. Bu rahatsızlıklar risk
faktörlerinin çoğunun bulunduğu yerde ortaya çıkıyor.
Bizim
bu risk faktörlerinin etkisini azaltmada ne gibi bir rolümüz olabilir? Fiziksel
olarak aktif kalmanın bunlarla bir ilgisi olabilir mi? Hareketsiz yaşamın,
koroner kalp rahatsızlığı ve hipertansiyon gibi kalp damar hastalıkları,
Diyabetis Mellitus (DM), kas-iskelet sistemi problemleri, osteoartirit,
osteoporoz, depresyon, kaygı ve duygu durum değişimleri gibi psikolojik
rahatsızlıklara yol açtığını biliyor muyuz? Bunların dışında astım, bronşit ve
anfizemi de içeren akciğer hastalıkları, meme, kolon, akciğer ve prostat gibi
kanser türleri, metabolik bozukluklar ve obezite görülme sıklığında fiziksel aktivitenin
rol oynadığını biliyor muyuz?”
Günümüzde
düzenli fiziksel aktivite ve beslenmenin bu tür hastalıkların ertelenmesinde
önemli roller bulunduğunu gösteren çok sayıda çalışma var. Yapılan çalışmalarda
fiziksel olarak inaktif olan insanların, bu hastalığa daha fazla yakalanma
risklerinin olduğu gösterilmiştir. Oysa fiziksel inaktivite, kardiyovasküler
hastalıklar için değiştirilebilir bir risk faktörüdür.”
Tüm
dünyada birçok yetişkin ve çocuğun, sağlığını korumak için yetersiz egzersiz
yaptığını, Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya nüfusunun sadece yüzde 40'ının
önerilen günlük minimum fiziksel aktiviteyi karşıladığını belirttiğini anlatan
Adıgüzel, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dünya
Sağlık Örgütü, sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi için günde en az 10 bin adım atılmasını öneriyor.
Fiziksel inaktivite ve ilişkili sağlık sorunları insanlık için büyüyen bir
tehdit oluşturmaktadır. Konunun toplum sağlığı açısından önemi de göz önüne
alındığında sağlıklı yaşam davranışlarından biri olan fiziksel aktivitelere
toplu katılım yaparak bir yerden başlamalıyız. Çünkü spora ayırdığımız zamanı
sağlığımızdan geri kazanırız. Dolayısıyla spor, bir yerden başlamalı ve
sonrasında da bir toplumun yaşam biçimini oluşturmalıdır.”