Halk
arasında kan kanseri ya da ilik kanseri olarak bilinen lösemi, beyaz kan
hücrelerinin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkıyor. Her yaşta görülebiliyor
olsa da, çocukluk çağında en sık görülen kanser türü olarak karşımıza çıkıyor.
Vücutta kemik gelişimi dışında pek çok organ sisteminde görev yapan D
vitamininin eksikliği ise birçok ciddi hastalığın oluşumunda rol aldığı gibi
lösemiyi de tetikleyebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Pediatrik
Hematoloji ve Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Müge Gökçe, löseminin nedenleri,
belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Löseminin bilinen kesin bir
nedeni yoktur ancak lösemi gelişme riskini artıran faktörler şöyle
sıralanmaktadır:
• Down sendromu
• Fanconi aplastik anemisi
• Bloom sendromu gibi
genetik bazı hastalıklar
• Yüksek dozda radyasyona
maruz kalma
• Daha önce başka
nedenlerle kemoterapi ya da radyoterapi alma
• Benzen gibi güçlü
kimyasallara maruz kalma
• Gebelik yaşının 40’ın
üzerinde olması
• D vitamini eksikliği
Yenidoğan
döneminden itibaren D vitamini ihmal edilmemeli
D vitamini eksikliğinin;
obezite, tip 2 diyabet, metabolik sendrom, hipertansiyon ve kanser gibi birçok
ciddi hastalığa zemin hazırladığı bilinmektedir. Bunların yanında son yıllarda
yapılan çalışmalarda lösemi ile ilişkisi de ortaya konmaktadır. Güneş ışığına
maruziyetin az olması nedeni ile Kutup bölgelerine yakın yerlerde yaşayan
insanlarda D vitamin eksikliği daha sık görülürken, Ekvatora yaklaştıkça D
vitamini eksikliği oranının düştüğü görülmektedir. Yapılan çalışmalar Ekvator
ülkelerinde çocukluk çağı lösemilerine daha az rastlandığını göstermektedir.
Buradan yola çıkılarak D vitamininin çocukluk çağı kanserlerindeki yeri
araştırılmaya başlanmıştır. Lösemi tanısı alan hastaların birçoğunda D vitamini
eksikliği saptandığı gibi, D vitamini eksikliğinin devam etmesi tedavi
başarısını da olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca yapılan laboratuvar
çalışmalarında; D vitaminin bazı lösemi hücrelerine etki gösterdiği
bilinmektedir. D vitamini eksikliği tek başına lösemiye neden olmaz ancak risk faktörü olan hastalarda süreci hızlandırabilecek bir etken olabilmektedir. D
vitamini eksikliğini engelleyebilmek adına yenidoğan döneminden itibaren D
vitamini takviyesi yapılması, güneş ışınlarından yeterli ölçüde faydalanılması,
süt, peynir, yumurta ve balık gibi D vitamininden zengin besinlerin düzenli
tüketilmesi önerilmektedir.
Uykudan
uyandıran kemik ağrıları ve giderek büyüyen bezeler dikkate alınmalı
Akut ve kronik olmak üzere
2 tip lösemi vardır.Çocukluk çağında en sık görülen tipi akut lenfoblastik
lösemidir. Ateş, solukluk, halsizlik, yorgunluk, vücutta morluklar, tekrarlayan
anlamsız burun ve diş eti kanamaları, özellikle ağrı kesiciye yanıtsız kemik
ağrıları, boyunda bezeler löseminin belirtileri olabilir. Çocuklarda bu
belirtilerin bir ya da birkaçı olduğunda vakit kaybetmeden çocuk doktoruna
götürmek önemlidir. Ancak bu bulgular sadece löseminin bulguları değildir.
Örneğin büyüme çağında kemik ağrıları görülebilmektedir. Ancak büyüme ağrıları
lösemi gibi gece uykudan uyandırmaz ve ağrı kesici ile kısa sürede kontrol
altına alınabilir. Boyundaki bezeler ise bazı enfeksiyonlarda da ortaya
çıkabilir. Ancak antibiyotik tedavisi ile küçülmeyen ya da giderek büyüyen
boyun bezeleri olması durumunda mutlaka bir çocuk hematoloji uzmanına görünmek
gereklidir.
1
yaşın altındaki bebeklerde lösemi yüksek risk taşıyor
Lösemi; lenfoma ya da meme
kanseri gibi evrelendirilemez. Ancak yaş, kemoterapiye yanıt durumu ve genetik
analiz sonuçlarına göre düşük, orta ve yüksek risk olmak üzere 3 risk grubuna
ayrılır.Tanı anında 2-5 yaş arası olmak iyi bir bulgu iken, 1 yaş altı olmak
riskli bir bulgudur. Rutin kan sayımında aneminin, trombosit düşüklüğünün ve
lökosit yüksekliğinin olması durumunda lösemiden şüphelenilir. Periferik kan
sayımında lösemik hücrelerin görülmesi de lösemiyi destekler. Ancak kesin tanı
her zaman kemik iliği aspirasyonu ile konulur. Kemik iliği aspirasyon işlemi
anestezi ile yapılan, çocuğa zarar vermeyen hafif ağrılı bir işlemdir.
Yüksek
riskli hastalarda kemik iliği nakli gerekebiliyor
Lösemi tedavisi risk
grubuna göre ilaç dozları ayarlanarak kemoterapi ile yapılmaktadır. Düşük ve
orta riskli hastalar sadece kemoterapi ile tedavi edilmektedir. Ancak yüksek
riskli hastaların bir kısmı kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi edilirken bir
kısmına da kemik iliği nakli yapılması gerekmektedir. Düşük riskli lösemilerde
tedavinin başarı şansı yüzde 85-90, orta riskli lösemilerde yüzde 80-85 ve
yüksek risklilerde yüzde 75-80’dir.
Lösemi vakalarının yüzde
10-15’i tekrarlayabilir. Hastalığın tekrarlama zamanı önemlidir. Örneğin tedavi
devam ederken tekrarlayan olgular daha riskli olup mutlaka kemik iliği nakli
yapılması gerekir.Ortalama 2 yıl olan tedavi süresi bittikten sonra 5 yıl
tamamlanana kadar hastalar nüks için risklidir. 5 yıl tamamlandıktan sonra ise
iyileşmiş kabul edilir.