Kilo
aldığınızı düşünüyorsunuz, yüzüğünüz parmağınızı sıkıyor, ayakkabınız artık
küçük geliyor, ellerinizde, ayak bileklerinizde ve bacaklarınızda şişlikler
meydana geliyor… Bu yaşadığınız sorunlar her zaman kilo artışının değil
vücudunuzda biriken ödemin habercisi olabilir. Altında yatan başka hastalıklar
olabileceği için, ödem titizlikle takip ve tedavi edilmesi gereken bir
rahatsızlıktır. Memorial Ankara Hastanesi İç hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr.
Görkem Sucu, ödemin nedenleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi verdi.
Ödem,
ciddi bir hastalık habercisi olabilir
Vücudun herhangi başka bir
yerinde de ortaya çıkabilen ödem, en çok kollarda ellerde ve bacaklarda meydana
gelen, deri ve deri altı dokusunda su birikimine bağlı oluşan şişliğe denir.
Hastalar kilo aldıklarını zannedebilir, ayakkabı ve yüzüklerinin küçük
gelmesinden yakınabilirler. Altta yatan bir hastalığın belirtisi olarak ortaya
çıkabileceğinden dolayı ödem önemsenmesi gereken bir belirtidir. Ödemli bölgeye
birkaç saniye basılı tutulduktan sonra gode denilen çukurun oluşması ödemin
habercisidir. Bu çukur yatar pozisyonda kalça ve sırtta da oluşabilir.
Sebebi
aşırı tuz tüketimi de olabilir
Ödemin birçok sebebi
olabilir. Bunlar arasında, çok uzun süre oturmak veya aynı pozisyonda uzun süre
kalmak, çok fazla tuz tüketmek ve hamilelik bulunmaktadır. Bunların yanı sıra
bazı ağrı kesicilerin, steroid ilaçların, hipertansiyon ve diyabet ilaçlarının
kullanımında ortaya çıkmaktadır. Östrojen kullanımı da ödeme sebebiyet
verebilir. Ciddi ve uzun süreli protein eksikliği de kanda protein eksikliğine
bağlı ödeme yol açabilir.
Kalp
veya böbrek yetmezliği olanlar dikkat!
Kalp yetmezliği olan hastalarda
kalbin alt bölmelerinden biri veya her ikisi de kanı etkili bir şekilde
pompalama yeteneklerini kaybeder. Bunun sonucunda bacaklarda, ayak
bileklerinde, karında ve bazen akciğerde sıvı birikmesi olabilir. Böbrek
yetmezliğinde veya böbrekten protein kaybında, bacaklarda, göz çevrelerinde
veya vücudun diğer bölümlerinde ödem oluşabilir.
Ödem daha birçok ciddi
hastalık ile ortaya çıkmaktadır. Sirozda karın boşluğunda ve bacaklarda ödem
oluşabilir. Bacaklardaki toplardamarlarda yetersizlik varsa (venöz yetmezlik),
kan bacak damarlarında birikir ve bacaklarda şişme olabilir. Dokulardaki atık
maddelerin ve aşırı sıvının temizlenmesine yardımcı olan vücudumuzun lenfatik
sistemi hasar görür veya yetersiz kalırsa, bir bölgeyi boşaltan lenf düğümleri
ve lenf damarları düzgün çalışmayabilir ve ödem oluşabilir.
Tuz
tüketimini azaltın
Ödemin temel sebebi fizik
muayene ve tıbbi öykü ile anlaşılmaktadır. Kan tahlilleri ve radyolojik
tetkiklerle bu tanılar desteklenebilir. Tedavide önemli olan ödeme sebep olan
hastalığın tedavisidir. Altta yatan hastalığa göre tedavi yöntemi
değişmektedir. Tuz kısıtlaması genel prensiptir. Günlük ihtiyaçtan fazla tuz
alımı vücutta sodyum denilen mineral ile beraber su tutulumuna sebep
olacağından, aşırı tuz alımından kaçınılmalıdır. İlaç yan etkisi olarak ortaya
çıkan ödemlerde ilaç değişikliği veya doz ayarlaması genellikle yeterlidir.
Bazı durumlarda ödemli bölgenin kalpten yüksekte tutulması, masaj ve egzersiz
gibi yöntemler ödemin azalmasına yardımcı olabilir. Ödemli bölgelerde enfeksiyon
gelişimine yatkınlık olabilir, oluşan yaralar geç iyileşebilir. Bu sebeple
ödemli bölgeler mümkün olduğunca temiz tutulmalıdır. Venöz yetmezlikte varis
çorapları, ilaç tedavisi ve ameliyat gerekebileceği gibi; böbrek, karaciğer
(siroz) ve kalp yetmezliği gibi kaynaklı ödemlerde genellikle ilaç tedavisi
tercih edilir.
Ödem
deyip geçmeyin, şikayetlerinizi önemseyin
Ani başlayan nefes darlığı,
solunum güçlüğü, göğüs ağrısı gibi durumlar, hızlı tedavi gerektiren akciğer
ödemi belirtisi olabilir. Bu durumlarda acil bir uzmana başvurmak
gerekmektedir. Bacakta tek taraflı şişlik ve kalıcı ağrı, bacak damarlarında
oluşan kan pıhtısından kaynaklanabilir. Bu pıhtı damarlar yoluyla akciğere
gelerek akciğer damar tıkanıklığına (akciğer embolisi) sebep olabilir. Bu durum
ani solunum güçlüğü ve yan/sırt ağrısı ile kendini belli eden acil bir
durumdur. Bunun dışında ödem sıklıkla bir sağlık sorununun belirtisi olması
sebebiyle her zaman önemsenmeli ve takip edilmelidir.