Modern
çağın korkulan hastalığı Alzheimer… Çoğunlukla ileri yaşta ortaya çıkıyor. 65
yaşından itibaren görülme sıklığı yüzde 10 olurken, bu oran 85 yaş üzerinde
yüzde 50’lere ulaşıyor. Günümüzde insanların ömrünün giderek uzaması bu
hastalıkla daha çok karşılaşılmasına neden oluyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji
Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, Alzheimer’ın bunama
(demans) sebeplerinden sadece bir tanesi olduğunu belirtirken, toplumda bu
hastalığa karşı doğru bilinen birçok yanlış olduğunu, hastalığa yönelik
bilinçlenmenin ise zorlu süreci hafifleteceğini vurguluyor. Prof. Dr. Geysu
Karlıkaya, 21
Eylül Dünya alzheimer Günükapsamında yaptığı açıklamada
Alzheimer’ın önlenip önlenemeyeceğine yönelik bilgiler verdi, toplumda
Alzheimer ile ilgili doğru bilinen yanlışları anlattı, önemli uyarılar ve
önerilerde bulundu.
Unutuyorum… Eyvah! Alzheimer hastası oldum… YANLIŞ!
DOĞRUSU: Arada bir isim veya eşyaların
yerini unutmak veya randevu kaçırmak, daha sonra hatırlamak şartıyla hepimizin
başına gelebiliyor. Alzheimer hastalarında ise sonradan hatırlama kısmı
gerçekleşmezken, unutkanlık ilerleyici ve günlük yaşantıyı etkileyecek düzeyde
oluyor. Unutkanlığın yanı sıra kişilik değişikliği, problem çözme becerisinde
bozulma, daha önce kazanılmış becerilerin kaybı gibi bulgular da görülebiliyor.
Bunama = Alzheimer hastalığı! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Demans yani bunamanın onlarca
farklı sebebi var. Alzheimer hastalığı sadece en sık görülen demans olma
özelliğini taşıyor. Alzheimer hastalığı dışında Parkinson hastalığı vb. başka
hastalıklar, vitamin eksiklikleri, hormonal bozukluklar, enfeksiyonlar veya
kanser türleri de bunamaya sebep olabiliyor. Her hastalığın tedavisi farklı
olduğu için de her hastada ayırıcı tanının dikkatle yapılması gerekiyor.
Alzheimer hastalığı yaşlanmanın doğal sonucudur! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Alzheimer hastalığı yüzde 90
oranında ileri yaşta ortaya çıkıyor. 65 yaşından itibaren görülme sıklığı yüzde
10 iken, bu oran 85 yaş üzerinde yüzde 50’lere ulaşıyor. Aslında yaşın
ilerlemesi ile herkeste birlikte öğrenme kapasitesinde azalma ve hafif
unutkanlık olabiliyor. Ancak bu unutkanlık hiçbir zaman günlük yaşantıyı
etkileyecek şekilde ilerlemezken, Alzheimer hastalarında ise günlük yaşantıyı
etkileyen, hemen hemen sürekli ve ilerleyici bir hafıza kaybı görülüyor.
‘Annem Alzheimer hastası, ben de olacağım!’ YANLIŞ!
DOĞRUSU: Alzheimer olgularının yüzde
5’inden daha azı kesin olarak genetik bir geçiş gösteriyor. Bu olgularda
bulgular genellikle erken yaşlarda, 40-50 yaş civarında başlıyor. Yüzde 95
oranındaki olguda ise genlerin etkisi yine görülmekle birlikte daha azalıyor.
Örneğin; anne, baba veya kardeşinizde Alzheimer hastalığı 65 yaşından sonra
başlamışsa riskiniz, ailesinde Alzheimer hastası olmayan birinden yaklaşık 3
kat daha yüksek oluyor.
Takviye ürünler Alzheimer hastalığını önleyebilir! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya “Vitamin
E, B, C, ginkgo biloba, folat ve selenyum gibi takviye ürünlerin Alzheimer
hastalığını önlediğine yönelik herhangi bir bilimsel kanıt yoktur” diyor.
Alzheimer hastalığı bir kan testi ile anlaşılabilir! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Bazen nadir görülen erken
yaşta başlayan ailevi Alzheimer hastalarında kan tetkiki ile genetik inceleme
sonucunda kesin tanı konulabiliyor. Bu hastalarda pozitif gen saptanması
ileride Alzheimer hastalığı gelişeceği anlamına geliyor. Nadir görülen erken başlangıçlı
genetik geçişli olgular dışında, Alzheimer hastalığının kesin tanısı ancak
beyin dokusunun mikroskop altında patolojik olarak incelenmesi sonucunda
konulabiliyor.
Alzheimer hastaları sinirli olur ve sakinleştirici ilaç gerekir!
YANLIŞ!
DOĞRUSU: Onlar odada yokmuş gibi
davranılması, hızlı ve karmaşık cümlelerle konuşulması, karar verme yetileri
azalmışken yiyecek ve giyecek için çok seçenek sunulması kafa karışıklığı
yaşamalarına sebep olabiliyor. Bazı hastalarda sık görülen öfkenin altında
genellikle ifade edilemeyen bir sorun yatıyor. Alzheimer hastasıyla konuşurken,
yakınında olun ve göz teması kurun, basit kelimelerden oluşan kısa cümleler
kurun, rahatlatıcı sakin bir ses tonuyla konuşun, vücut diline dikkat edin.
Ayrıca onlar için kolay giyilecek kıyafet, ayakkabı ve kolay yenebilecek
yiyecekler seçin. Bu davranışlar onları rahatlatacaktır.
Alzheimer Hastalığı Önlenebilir. KISMEN YANLIŞ!
DOĞRUSU: Yapılan büyük gruplu çalışmalar;
bulmaca çözen, dama oynayan, zihinsel olarak aktif kalan (yeni dil öğrenme,
müzik aleti çalmayı öğrenme), sosyal olarak aktif olan (konser ve müze vb.
etkinlikler), düzenli egzersiz yapan, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik
hastalıklarını kontrol altına alan ve meyve ile sebzeden zengin Akdeniz diyeti
ile beslenen kişilerde Alzheimer oranının istatistiksel olarak daha düşük
olduğunu ortaya koyuyor. Ancak tek tek kişi bazında bu aktivitelerin yararı
konusunda yeterli veri bulunmuyor. Genel vücut sağlığı için yararlı olan
şeylerin, beyin sağlığı için yararlı olduğunu akılda tutacak şekilde bir yaşam
tarzının erken yaştan itibaren edinilmesi önemli.
Alzheimer hastalığında tedaviye erken başlanması çok önemli.
KISMEN YANLIŞ!
DOĞRUSU: Alzheimer hastalığını tedavi eden
veya ilerleyişini durduran bir ilaç halen mevcut değil. İlk bulgular genellikle
beyindeki değişikliklerden 20-30 yıl sonra ortaya çıkıyor. Tedavide kullanılan
ilaçlar, beyin hücrelerinin birbiri ile iletişimini kolaylaştırmaya yönelik
olup, belli sayıda hastada, hastalığın ilerleyişini kısa süre için yavaşlatıyor.
Bu ilaçların beyindeki patoloji veya hastalık süreci üzerine etkisi olmadığı
için tedaviye erken veya geç başlanması ile hastalığın uzun süreli seyrinde de
değişiklik gözlenmiyor. Ancak tanının netleştirilmesi, farklı tedaviler
gerektiren hastalıkların ayırt edilebilmesi ve yaşam kalitesini arttırmaya
yönelik farklı tedaviler uygulanabilmesi için şikayetler fark edildiğinde
hekime başvurulmalı.
Alzheimer hastaları etraflarında ne olup bittiğini anlayamaz,
bizi tanımadığı için yanında olup olmamamız veya zaten unutacağı için ziyarete
gidip gitmememiz çok farketmez. YANLIŞ!
DOĞRUSU: Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya “Alzheimer
hastaları kişileri, tarihleri, olayları, az önce yedikleri yemeği
hatırlamayabilir, ancak bu geçmişlerini unuttukları ve etraflarında olanları
hissetmedikleri anlamına gelmez. İfade sorunları olması sebebiyle duygularını
ifade edemeseler de farkındalıkları genellikle göründüğünden çok daha fazladır.
Bazen bir kişi, bir yer, bir ses veya görüntü duygusal hafıza üzerinden olumlu-olumsuz
dışarıdan fark edilemeyen yoğun duygulara yol açabilir. Sabırla; bazen
konuşarak, bazen dokunarak, elini tutarak, bazen sevdikleri müzikleri
dinleterek onlara ulaşabilirsiniz” diyor.