Diyabet
yani şeker hastalığında; pankreasın yeterli çalışmaması neticesinde
metabolizmayı düzenleyen insülin hormonunun azalması, tamamen yokluğu veya
insülinin yeterli veya fazla olmasına rağmen dokular tarafından kullanamaması
(insülin direnci) sonucu kanda şeker yükselir. Kan şekeri değerlerinde 70/100
mg. normal, 100-125 mg. arası gizli şeker, 126 mg.’ın üstünde ise diyabet
tanısı konulur. Halsizlik, yorgunluk, ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara
çıkma (özellikle geceleri birkaç defa), yaraların geç iyileşmesi, çok yemek
yeme, kilo alma ayrıca kan şekerinin 300 mg. ve üstünde olduğu durumlarda yemek
yemeye rağmen kilo verme olur. Gizli şekerde ise yemeklerden sonra uyku hali,
aniden acıkma, el ayak titremesi, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, gittikçe
kilo alma gibi değişik belirtiler görülür.
AİLE BİREYLERİNİ ETKİLİYOR
“Tip 1 ve tip 2 diyabette
genetik faktörler oldukça etkilidir” diyen Dr. Füsun Özkutucu, “Tip 1 diyabet
hastalarının 1. ve 2. derece yakınlarında tip 2 diyabet olması, diyabet gelişme
riskini arttırır. Kişinin baba veya kardeşinde Tip 1 diyabet varsa yüzde 6
oranında, annede var ise yüzde 3 oranında diyabet gelişme ihtimali vardır. Tip
2 diyabetli hastaların, 1. veya 2. derece yakınları arasında yüzde 25-50
oranında diyabetli hasta mevcuttur. Tip 2 diyabette hem genetik faktörler, hem
de obezite etkilidir” dedi.
HASTALIK 5 YIL ANLAŞILMAYABİLİR
Batıgöz Sağlık Grubu’ndan
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Füsun Özkutucu, diyabet türleri hakkında şu
bilgileri verdi: “Tip 1 diyabet (insüline bağımlı diyabet) genelde çocuklarda
ve gençlerde ani olarak başlar ve hemen şeker komasına neden olabilir. Çok su
içme, çok idrara çıkma, kilo kaybı, bilinç bulanıklığı ile seyrederek komaya
kadar gidebilir. Tip 2 diyabet (İnsüline bağımlı olmayan diyabet), genelde erişkin
yaşta, kilolu ve ailesinde şeker hastalığı olan kişilerde gelişir ve daha yavaş
seyirlidir. Hasta diyabet olduğunu anlamadan 5 yıl bile geçebilir. Bu açıdan
tehlikelidir; bu süreçte tedavi edilmediği için hipertansiyon ve kalp
hastalıklarına neden olabilir. Ayrıca pankreasın kronikleşen
iltihaplanmalarında, pankreas tümör ve ameliyatları ile ile hipertiroidi,
akromegali gibi bazı hormon hastalıkları Tip 2 diyabete yol açabilir.”
HAREKETLİ BİR YAŞAM TARZI BENİMSENMELİ
“Her iki diyabet
tedavisinde de ilk seçenek, yaşam tarzı ve beslenme değişikliğidir” diyen İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. Füsun Özkutucu; “Hareketli bir yaşama geçilerek, rafine
şeker ve beyaz undan uzak durulması gereklidir. Ekmek olarak özellikle tam
tahıllı yulaf ve çavdar ekmekleri önerilir. Tip 1 diyabet tedavisinde tek
seçenek insülindir. Ancak uygun vakalarda pankreas nakli ile tamamen tedavi
edilebilir fakat henüz yaygın bir tedavi şekli değildir. Tip 2 diyabette ise
hastanın kilosuna ve yandaş hastalıklarına göre ağızdan alınan hap şeklinde
ilaçlar veya insülin enjeksiyonu ile tedavi verilir. Tip 2 diyabette uygun
görülen hastalara, cerrahi tedavi de uygulanabilir” dedi.
BOL SEBZE VE YETERLİ MİKTARDA PROTEİN TÜKETİN
Adından da anlaşılacağı
üzere şekerden uzak durarak, dengeli ve sağlıklı beslenmek şarttır. Beyaz un
yerine tam tahıllı ekmekler, bol sebze ve yeterli miktarda protein tüketilmesi
gereklidir. Meyvelerde de früktoz dediğimiz meyve şekeri yer aldığından; çok
tatlı meyveleri (incir, üzüm, kavun, karpuz) daha ölçülü tüketmek ve meyveleri
yemekten 2-3 saat sonra ara öğün olarak yemek daha doğru olacaktır.